19 Nisan 2022 Salı

ZEKÂTIN SOSYAL VE EKONOMİK YAŞAMA KATKISI

 


“Bize dünyada da âhirette de iyi ve güzel olanı takdir buyur. Şüphesiz biz sana yöneldik, senin yolunu tuttuk.” Allah şöyle buyurdu: “Azabım var, onu kimi dilersem onun başına dolarım. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Fakat rahmetimi özellikle bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman edenlere nasip edeceğim.”

                                                     A'raf 156


Rahmetinden sual olunmayacak 11 ayın Sultan'ı Ramazan'ı Şerif-i iftarı ile, sahuru ile, orucu ve zekatı ile ardımızda bırakıyoruz. Allah daha nice Ramazan aylarını ve Ramazan Bayramlarını bizlere nasip eylesin.

Ramazan ayı her ne kadar toplumun manevi yaşantısında çok önemli bir yere sahip olduğu gibi toplumun maddi yaşantısına da çok büyük bir katkısı vardır. Ramazan aylarında insanların gelenek ve göreneklerini hatırlamaları sosyal yardımlaşmaya ve aile hayatına ve aile ilişkilerini sağlamlaştırma çabaları bunun en güzel örneklerini teşkil etmektedir.

Ramazan ayında tutmuş olduğumuz oruçlar hem bizlere kulluk görevimizi Allah(C.C) rızasını kazanma isteğimizi ön plana koymakla birlikte dünyanın birçok köşesinde açlıkla ve yoklukla mücadele eden insanların halini bir nebze anlayabilmeyi de öğretiyor.

Yüce dinimiz İslam ve yol rehberimiz İlahi Kadim Kuran'ı Kerim bizlere hem şahsi hem de içinde yaşadığımız toplumda nasıl örnek bir insan olmamız gerektiğini çoğu Ayeti Kerim'de bize anlatmaktadır. Sosyal, Hukuk, İdare alanında birçok bilgi ve yaşanmışlıklar içeren Kadim Kitabımız ekonomi ve iktisadi hayatta da bize yol göstermektedir.  Şüphesiz bu Ramazan ayında ve normal zamanlarda da vermiş olduğumuz zekâtlar hem toplumsal dayanışma açısından hem manevi yönden insanlık değeri anlayışından hem de iktisadi yaşama katkısı bakımından çok önemli bir yeri teşkil ediyor. 

Zekât vermek öncelikle İslam’ın en önemli beş temel esası olmak ile birlikte hem Allah rızasını kazanmak hem de zor durumda kalan insanlara bu mübarek Ramazan ayında yardımcı olmak ile birlikte iktisadi yaşamada katkı sağlamaktadır.

İktisadi düzene vermiş olduğu katkıyı en basitinden şu şekilde özetleyecek olursak yoksul sınıfa verilecek olan zekât öncelikle bu yoksul kesimin gelirlerini arttıracaktır. Geliri artan bu sınıf ihtiyaçlarını karşılamak için öncelikle tasarruf yapmaktan daha öncelikli olarak harcama yapacaktırlar tabi ki harcamaların artması ile birlikte fabrikaların üretim stokları azalma durumunda olacağı için fabrikalar üretim düğmesine basacaktırlar ve verilen Zekâtlar hem kişilerin ihtiyaçlarını karşılarken hem de ekonomiye katkı sağlanacaktır ama zekâtlar yoksul olmayan insanlara verilecek olsaydı o zaman bu paralar tasarruf da duracak ve ekonomiye katkı sağlamayıp yastık altında duracaktı. Zekâtında bu yüzden sadece yoksul kesime verilmesi gerekliliği dinimizce de üstünde durulmuştur.

Kur’an-ı Kerim, iman esasları üzerinde duran ilk âyetlerden itibaren zekâtla aynı çerçevede değerlendirilebilecek noktaların altını çizmiştir. Yoksulu doyurmak, yetime kol kanat germek, köle âzat etmek bunlardan bazılarıdır (Müddessir 74/44). Bütün bunları, toplumda varlık ve gelir düzeyi bakımından dezavantajlı kesimlerin kollanması ve eşitsizliklerin giderilmesi olarak değerlendirmek mümkündür (Kahf, 2001: 1).

Mekke’nin ilk döneminde başlayan bu vurgunun ilerleyen dönemlerde sistematik bir şekilde arttığı görülür. Öncelikle yetimin veya yoksulun doyurulması emredilirken ikinci aşama olarak müminlerin mallarında fakirlerin haklarının bulunduğu belirtilmiştir (Meâric 70/24-25). Son aşama olarak ise zekât, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Zekâtın farz kılınmasına giden bu sürecin inanç esaslarının vurgulandığı ilk âyetlerden itibaren yoğunluk kazanması, zekâtın toplumda birliği ve dengeyi sağlayan, eşitsizlikleri ortadan kaldıran yönü göz önünde bulundurulduğunda daha iyi anlaşılmaktadır (Yılmaz&Sırım, 2017).

                                                                                                  

                                                                                                             GÜRKAN DANIK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder