Küresel dünyanın her geçen gün değişen
ekonomik konjektüründe ülkelerde bu değişikliğe ayak uydurmaya çalışmaktadır.
Finans sisteminde her geçen gün farklı uygulamalara şahit olmaktayız. Ülkeler
hem kendi mevcut durumlarını hemde gelecek nesilleri için ekonomik birikim
yapmakta ve bu birikimlerin sürekliliğini sağlamanın çabasını vermektedirler.
Ülkelerin içinde bulundukları siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel şartlar
zaman zaman söz konusu bu birikimlerin sağlanması için zorluk çıkarsada bazı
enerji ve emtia zengini ülkelerin uyguladıkları yeni fonlar bu birikimleri
desteklemektedir.
İngilizcede Bağımsız Varlık Fonları (Sovereign
Wealth Funds) olarak kabul gören ulusal varlık fonları dünya finans sisteminin
son günlerde en çok tartışılan konusu haline gelmiştir. Döviz rezervleri
bakımından zengin olan ülkelerin söz konusu bu zenginliklerinin, resmi
rezervlerin (Döviz,altın) dışında enerji, emtia, hisse senedi, bono ve
tahvillerinden elde ettikleri kazanç fazlalıklarını avantajlı ve karlı bir
şekilde kullanarak gelecek nesillerede sürdürülebilir kalkınma yolunda destek
olmak için kurulan fonlara Ulusal Varlık Fonları (Sovereign Wealth Funds)
denilmektedir.
Ülkelerin resmi rezervleri dışında meydana
gelen birikimlerini değerlendirmeyi amaçlayan bu fonlardan beklenenler ülke
ekonomisinde zaman zaman meydana gelebilecek ani şoklara ve konjektürel
dalgalanmalara karşı olumsuz etkileri azaltmak istikrarlı bir işleyiş
sağlayabilmek ve gelecek nesillere refah aktarımı sağlamaktır. Uluslararası
Varlık Fonlarından beklenen bu faktörlerin gerçekleşebilmesi için söz konusu bu
fonların varlıklarının getirilerde karşılaşılabilecek her türlü riskten yüksek
olmasınada bağlıdır.
Dünya genelinde 40’tan fazla ülkede yaklaşık
80’e yakın varlık fonu kurulmuştur. Bu fonların toplam büyüklüğü ise 7,5
trilyon dolara ulaşmış ve ilerleyen süreçlerde daha da artacağı beklenmektedir.
Söz konusu fonların yapısı ise ağırlıklı olarak enerji kaynaklarından
(petrol,doğal gaz) oluşturulmuşken, geri kalan fonlar ise ihracat fazlalığı ve
finans piyasalarından elde edilen kazançlardan oluşturulmuştur.
Dünyada ki en büyük Uluslararası Varlık
Fonlarına sahip ülkelerden kısaca bahsedecek olursak bu ülkelerin başında Çin,
Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Arap Emirlikleri, Norveç, Suudi
Arabistan, Kuveyt, Singapur, Hong Kong, Katar, Kazakistan ve Rusya gelmektedir.
Bu saydığımız ülkelerin kurmuş oldukları fonların bir kısmı petrol-gaz
ürünlerine dayanırken bir kısmıda petrol dışı emtia, cari işlemler fazlalığı ve
finans piyasalarından elde edilen fazlalıkların değerlendirilmesi ile
oluşturulmuştur.
1950’li yıllarda özellikle ani petrol geliri
elde eden Körfez ülkelerinde uygulamaya koyulan varlık fonları daha sonra Asya
ülkelerinde uygulanmaya başlanmıştır. Ülkemizde ise 26 Ağustos 2016
tarihinde Türkiye Varlık Fonu
Yönetimi A.Ş. 50 Milyon TL sermayeli bir anonim şirket olarak
kurulmuştur. Kuruluş aşamasında yapılan açıklamada ise sermaye piyasalarında
araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan
varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli
yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları
kurmak ve yönetmek olarak açıklandı. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinden sonra gündeme
yeniden gelen Türkiye Varlık Fonu, Türkiye’nin stratejik varlıklarını
geliştirmek, değerlerini artırmak ve böylece ülkemizin öncelikli yatırımları
için kaynak sağlamayı amaçlamayı misyon olarak belirlemiştir. Türkiye Varlık
Fonuna 5 Şubat 2017 tarihli 29970 sayılı resmi gazetede yayımlanan 2017/9756
sayılı karar ile birlikte özelleştirme kapsam ve programında bulunan varlıklar
ve kuruluşlar Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Bu kuruluşlar ise başlıca:
Ziraat Bankası, Türksat, BOTAŞ, BİST, Eti Maden, Türk Hava Yolları, PTT,
Çaykur, Boru hatlarının hazineye ait olan hisseleri ve Halk Bankası’nın
özelleştirme içerisinde bulunan programları ve paylarıda bulunmaktadır.
Ülkemizde yeni bir uygulama olması ile
birlikte dünya finans sisteminde gün geçtikçe kendinden söz ettiren Ulusal
Varlık Fonları ilerleyen ekonomik konjektürde ülkelerin hem birikim kaynağı,
hemde olası risklere karşı uygulamaya koyacağı bir argüman haline gelmektedir.
Yeni Dünyanın ekonomik düzeninde ülkeler kendi ekonomik alt yapılarını korumak,
stratejik hamleler için kaynak sağlayabilmek ve gelecek nesil içinde
sürdürülebilir kalkınmanın temelini atma doğrultunda bu fonların varlığı ve
kullanımı ülkeler arasında gün geçtikçe daha da yaygınlaşacaktır.
Ulusal Varlık Fonu Tanım ve Kavram:
Uluslararası Varlık Fonlarının dünya finans
sisteminde ki evrensel ismi İngilizceden gelme tabiri ile “Sovereign Wealth
Fund” olarak geçmektedir. SWF’nin Türkçe’de anlamı ise “Varlık Fonu” veya “Refah Yolu” anlamına
gelmektedir. Uluslararası Varlık Fonları dünya ekonomi literatüründe ismi
Sovereign Wealth Fund olarak geçse de şu zamana kadar kurulmuş olan
uluslararası varlık fonları kuruluş amacı ve şekline göre şirket ve holding
ismi de almaktadır.
Ulusal Varlık Fonları hakkında çalışma ve
analiz yapan Egemen Servet Fonları Enstitüsü’nün (SWFI) varlık fonlarına
yönelik tanımına göre geleneksel ödeme dengeleri ya da para politikası amaçları
için para otoriteleri tarafından tutulan döviz varlıkları, geleneksel anlamda
devlet teşebbüsleri (KİT’ler), devlet çalışanlarının emeklilik fonları ve
kişilerin menfaati için yönetilen varlıklar olarak tanımlanmaktadır. [1]
Uluslararası Varlık Fonları’nın temel amacı
her geçen gün değişen dünyanın finans sisteminde ülkelerin resmi rezervleri
(döviz-altın) dışında enerji- emtia[2] ve finans
sisteminde ki gelişmeler doğrultusunda elde etmiş olduğu kazançları verimli bir
şekilde kullanabilmek, ekonomik konjektürde karşılaşılabilecek her türlü risk
ve kriz ortamına karşı mevcut varlıklarını koruyabilmek ve bu mevcut
kaynakların devamlılığını sağlayarak ileri ki nesillere sürdürülebilir kalkınma
yolunda katkı sağlayabilmektir.
Devletler, ellerinde bulunan varlıkları yurt
içinde veya yurt dışında, ülke ekonomisine katkı sağlaması amacıyla uzun vadeli
stratejik yatırım araçları olarak kullanmaktadır.(Karag &
Ko, 2016:8) Genellikle ülkelerin bütçe ve cari
işlemlerden elde ettikleri fazlalıkları değerlendirerek oluşturulan ulusal
varlık fonları enerji-emtia mallarına yönelik olabileceği gibi farklı finansal
enstrümanlardan elde edilen kaynaklarla da oluşturulabilmektedir. Ulusal Varlık
Fonlarının mevcut rol ve uygulamalarını daha iyi bir şekilde anlayabilmek
birçok ülke ekonomisine yardımcı olabilmektedir. İç politika çerçevelerini
güçlendirmek ve endişeleri hafifletmek için UFV’lerle korumacı baskılar
azaltılabilir. Ülkeler kurmuş oldukları bu fonlarla birlikte
karşılaşabilecekleri iç ve dış şoklara yönelik önlemlerde alabilmektedir. Kısa
vadede döviz kurlarında ve finansal piyasalarda meydana gelebilecek
dalgalanmaların bertaraf edilmesi, tasarrufların arttırılması ile birlikte,
uzun vadede ise alt yapı projelerini desteklemek ve kaynak sağlayabilmek içinde
kullanabilmektedir. Türkiye’de kurulan Varlık Fonu’nun da en büyük amaçlarından
biriside bu şekildedir.
Ulusal Varlık Fonlarının diğer fonlardan
ayıran önemli bir özelliği vardır. Daha önceden ülkelerin kurmuş olduğu ve
finans sisteminin alışkın olduğu mevcut fonlar bilinen anlamda yatırım fonları,
hedge fonlar vb. diğer kolektif yatırımlardan ayıran özellik, varlık fonlarının
sadece, bu fonların kaynak sağlayan ilgili devletin kontrolünde olmalarıdır.(Akbulak &
Akbulak, 2008:238,239)
Ülkelerin birçoğu açık ekonomi prensibine
sahip olduğu için ülkelerin mevcut ekonomik sistemi de UVF’lerin gelişimi ve
yayılışına da katkı sağlamıştır. Özellikle tasarrufların uluslararası arenada
dolanımı ile birlikte fon sahibi ülkelerin yaptıkları yatırımlar, yatırımların
yapıldığı ülkelerin ekonomik gelişimine ve kalkınma düzeyine de katkı
sağlamıştır. 2000’li yıllarla birlikte gelişmekte olan ülkelerin diğer ülkelere
yaptıkları yatırımların hızının artması UFL’lerin kurulmasına yönelik önemli
bir teşvik olmuştur. 2000- 2006 döneminde, Çin’in ülke dışına doğrudan
yatırımları 6.9 kat, Rusya’nın ülke dışına doğrudan yatırımları 5.9 kat ve
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin ülke dışına doğrudan yatırımları ise 37 kat
artmıştır.[3]
Ulusal Varlık Fonlarının Kaynakları:
Ulusal Varlık Fonlarına sahip olan ülkelerin
bu fonları kurarken kullandıkları kaynaklar genelde dış ticaret fazlalıkları,
finansal işlemlerden ve doğal kaynaklardan elde edilen kazançlardan
oluşmaktadır. Söz konusu fonların sermaye kaynakları emtia ve emtia dışı olarak ayrılmaktadır.
Emtia kaynaklarına dayalı varlık fonlarının yapısı petrol, doğal gaz ve diğer
doğal kaynakların ihracatından elde edilen kazançlardan oluşurken, emtia dışı
kaynaklara dayalı kurulan varlık fonlarının yapısı ise tasarruflardan,
özelleştirmelerden, cari işlem fazlasından ve döviz rezervlerinden
oluşmaktadır.
Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE, Katar,
Norveç ve Rusya gibi ülkeler dünyanın en büyük petrol kaynaklı fonlarına
sahipken yüksek ihracat yoluyla önemli cari fazla oranları yakalayan Çin, Hong
Kong ve Singapur gibi ülkelerde de emtia dışı kaynaklardan elde edilen fonlar
bulunmaktadır. (kaynak eklenecek SETA nın kaynağı) Tablo 1.1 de gösterildiği
gibi söz konusu ülkelerin kurmuş oldukları ulusal varlık fonlarının isimleri,
sermayeleri ve kaynakları gösterilmiştir.
2016 yılının mart ayı ile birlikte 7,5 trilyon
dolarlık bir kapasite yakalayan ulusal varlık fonları ilerleyen süreçlerde daha
da önem kazanması beklenmektedir. Dünyada yaklaşık 40’dan fazla ülkede 80’e
yakın varlık fonu mevcuttur. Bu fonların coğrafi dağılımı ise doğal kaynak
zengini Ortadoğu ve Orta Asya ile ihracat ve finansal işlemlerin merkez konumu
olan Uzak Doğu bölgesinde yoğunlaştığını
görmekteyiz.
ÜLKE
|
EGEMEN SERVET FONU ADI
|
VARLIKLAR
(USD)
|
BAŞLANGIÇ
|
MENŞEİ
|
NORVEÇ
|
Devlet Emeklilik Fonları- Global
|
998,93
|
1990
|
SIVI YAĞ
|
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
|
Abu Dhabi Yatırım Otoritesi
|
828
|
1976
|
SIVI YAĞ
|
ÇİN
|
Çin Yatırım Ortaklığı
|
813,8
|
2007
|
SİGARA EMTİA
|
KUVEYT
|
Kuveyt Yatırım Otoritesi
|
524
|
1953
|
SIVI YAĞ
|
SUUDİ ARABİSTAN
|
SAMA Holdings
|
514
|
1952
|
SIVI YAĞ
|
HONG KONG
|
Hong Kong Parasal Otorite Yatırım Portföyü
|
456,6
|
1993
|
SİGARA EMTİA
|
SİNGAPUR
|
Singapur Yatırım Kurumu Hükümeti
|
359
|
1981
|
SİGARA EMTİA
|
KATAR
|
Katar Yatırım Otaritesi
|
320
|
2005
|
PETROL GAZI
|
İRAN
|
İran Ulusal Kalkınma Fonu
|
91
|
2011
|
PETROL GAZI
|
RUSYA
|
Ulusal Refah Fonu
|
72,7
|
2008
|
SIVI YAĞ
|
KAZAKİSTAN
|
Kazakistan Ulusal Fonu
|
64,7
|
2000
|
SIVI YAĞ
|
ABD- Alaska
|
Alaska Daimi Fonu
|
61,5
|
1976
|
SIVI YAĞ
|
ABD-Teksas
|
Teksas Daimi Okul Fonu
|
37,7
|
1854
|
PETROL VE DİĞER
|
AZERBAYCAN
|
Devlet Petrol Fonu
|
33,1
|
1999
|
SIVI YAĞ
|
YENİ ZELANDA
|
Yeni Zelanda Süper Kuruluş Vakfı
|
28,5
|
2003
|
SİGARA EMTİA
|
UMMAN
|
Devlet
Rezerv Fonu
|
18
|
1980
|
PETROL GAZI
|
ŞİLİ
|
Sosyal ve Ekonomik İstikrar Fonu
|
14,7
|
2007
|
BAKIR
|
Kaynak: SWF
Institute, https://www.swfinstitute.org/sovereign-wealth-fund-rankings/ (Erişim tarihi 21 Aralık 2017)
Genel olarak bakıldığında ulusal varlık
fonları arasında ki sıralamada varlıkların büyüklüğü bakımından Norveç’e ait
olan “Devlet Emeklilik Fonları-Global” fonunun ilk sırada yer aldığını
görüyoruz (Tablo.1). Fonların mevcut menşeileri ise doğal kaynaklardan ve
emtialardan oluşmaktadır.
[1]
Sovereign Wealth Fund İnstute (SWFI) https://www.swfinstitute.org/sovereign-wealth-fund/
Erişim Tarihi (04.12.2017)
[2] Günümüzde
bireyler kendi şahsi yatırımlarını enerji-emtia mallarına yönelik
yapabilmektedirler. Emtialar ticarete konu olabilecek her türlü mala
denilmektedir. Emtia malları sanayi metalleri, değerli madenler, enerji
kaynakları, hammaddeler, tarım ürünleri, orman ürünleri, kimyasallar vb olmak
üzere geniş bir alanı içermektedir.
[3] David
Marchick, Sovereign Wealth Funds and National Security, OECD/City of London
Conference, March 31, 2008