25 Ağustos 2016 Perşembe

SON DÖNEMLERDE EKONOMİNİN NABZI (ALTIN-DOLAR-EURO'DA NELER OLDU VE DAHA NELER OLABİLİR)

Yurtiçi ve küresel ekonomi son 2-3 aylık süreçte olağanüstü durumlar yaşıyor ve bu süreçte döviz kurları,pariteler,borsa ve altın yatırımcısını bir anda sevindirdiği gibi bir anda da üzebiliyor son 3 aylık süreçte küresel çapta meydana gelen ve ekonomik konjektürü etkileyen olayları şu şekilde sıralayabiliriz. İngilterenin AB üyeliğinden ayrılıp ayrılmayacağını belirleyeceği referandum 23 Haziran 2016'da gerçekleşti ve İngiltere ayrılma kararı aldı bu karar ile birlikte döviz kurları ve özelliklede altın fiyatları adeta uçuşa geçmişti altının gram fiyatı 130 TL yi aşmış ve dolar kuru ise 3,00 düzeyine ulaşmıştı. İngilterenin bu ayrılma talebi ile hem ülkenin siyasi kanadında değişimler yaşanmış hemde AB'nin geleceğine yönelik tartışmaların başlamasına neden olmuştu özellikle Hollanda ve Fransa'da aşırı sağcı kesimlerde referandum önerisinde bulunmuşlardı. Bu tartışmalar hala devam edecek gibi gözüküyor ve hatta belkide AB'nin ömrünü yavaş yavaş sonlandırdığını ve dağılma sürecine girebileceği bile düşünülüyor. Küresel ekonominin baş aktörü ABD'ye bakacak olursak ABD'de son açıklanan ekonomik veriler istenilen düzeyde gerçekleşmiyor ve bu verilerin istenilen düzeyde gerçekleşememesi FED'in faiz ile ilgili kararlarının ertelemesine neden oluyor en son aralık ayında faiz arttırımına giden FED bu yılın sonuna kadar faizleri sabit tutacak gibi gözüküyor özellikle petrol arzında yükselişe giden ABD ise brent petrol fiyatlarını da etkiliyor istihdam seviyesinde olumlu gidişatın olmasına rağmen istenilen rakamların tam anlamı ile gerçekleşmemesi FED'in eylül ayı faiz kararlarının sabit kalacağını bize gösteriyor eğer olumlu gidişat istenilen seviyelerde olursa faiz artırımının aralık ayında gerçekleşebileceği söylentiler arasında 

Ülkemiz ise özellikle son aylarda çok büyük bir imtihandan geçti 15 Temmuz da gerçekleşen hain darbe girişimi ülkenin psikolojik durumunu olumsuz etkilesede milli duyguların tekrar körüklenmesine ve bölünmez bir birlikteliğe vesile oldu ekonomik konjektürü çok ciddi anlamda etkileyen bu süreç daha vahim bir duruma ulaşmadan ekonominin dümenini sağlayan ekonomi,maliye bakanlığı ve TCMB'nın hamleleri ile yaklaşık bir buçuk aylık süreçte ekonomik göstergeler tekrar eski görünümüne kavuştu ülkemizi bu halde görüp ekonomik anlamda iyice darboğaza düşmemizi planlayan ve yabancı sermayeyi bizden uzak tutmayı hedefleyen kredi derecelendirme kuruluşları ise adeta bu süreci fırsat bilip puanımızı düşürmeyi de ihmal etmediler acele ile karar verip Türkiye'nin düşüncesini bile almayan bu kurumlara en güzel cevap zaten milletimizin onurlu duruşu ile meydanlarda verildi. 

 Mehmet Şimşek tarafından yapılan son açıklamalarda ise yabancı sermayeyi çekme konusunda yeni adımlar atılacağı belirtildi. Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek Türkiye’nin yurtdışındaki algısının iyileşmekte olduğunu ve Türkiye’nin batıdan kopmayacağını önümüzdeki dönemde tasarruf fazlalığı olan Asya pasifik ülkelerine gidileceğini söyledi. Şimşek, buradaki sermayenin Türkiye’ye gelmesi konusunda görüşmeler gerçekleştirileceğininde altını çizdi. 

Yurtiçi ve yurtdışındaki bu gelişmeler doğrultusunda altın,dolar,avro için şunları söyleyebiliriz. Dolar ABD'den gelen haberler ve ülkemizdeki toparlanma sürecindeki etkilerden dolayı ciddi anlamda düşüş yaşadı özellikle darbe girişimi sonrası 3,09 gören dolar 2,92 seviyesine kadar çekildi ABD verilerinin hala istenilen düzeyde gerçekleşmemesi ama olumlu gidişatın devam etmesi ile birlikte dolar ilerleyen zamanlarda 2,90-2,91 seviyelerini görebilir ama ABD verilerinin olumlu gerçekleşmesi istihdamdaki hedeflenen orana yaklaşması ülkemizdeki güvenlik problemleri ve FED faiz hamleleri ile dolar kuru üzerinde ani artışlarada şahit olabiliriz. Altın ise 15 temmuz sürecinde gram fiyatı 131 TL ye kadar çıksada normalleşme sürecinde gram fiyatı 126 TL ye düşmüş durumda ama altın için dolar gibi ani düşüşler görmemiz zor gözüküyor ama küresel piyasaların hareketli oluşu altının gram fiyatının 125-128 TL civarında gidip gelmesine neden olabilir. Euro için AB ülkelerinin durumu ve Brexit tartışmaları Euro üzerinde ileriki zamanlarda hareketlenmelerin ani olabileceğini gösteriyor. 

Sonuç olarak 2-3 aylık süreçte yurtdışında ve yurtiçinde hiç alışık olmadığımız kararlar ve olağanüstü gelişmeler yaşandı şimdilik bu analizlere bir virgül koyacağız ve önümüzdeki süreçleri gözlemleyip tekrar ekonominin nabzını tutacağız  

24 Ağustos 2016 Çarşamba

BAŞARAMAYACAKSINIZ

Hani dedik ya yıllar önce Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye bu sözün ne kadar kutsal ve anlamlı olduğunu ülkemizde yaşanan ve bu kutlu milleti bölmeye ve bu topraklar üzerinde ameliyat yapmaya çalışan zihniyeti,hain topluluğunu gördükçe daha iyi anlıyoruz. 
15 Temmuz dan itibaren başlayan kağıt üzerinde hazırlanan kirli planların çöp olduğu günden itibaren büyük bir temizliğe şahit olduk. Egemenliğin kadim milletimize ait olduğunu kanıtladığımız şu son günlerde şimdide kendi milletine yıllardır zalimlik yapan kirli Suriye rejiminin mensupları Egemenliğimiz ihlal ediliyor söyleminde bulunuyorlar hayır sizin egemenliğinizi tanımıyoruz çünkü sizin egemenliğiniz millete dayanmıyor milletine zulmeden her ay,her hafta,her gün ve hatta ve hatta her saat bir mazlumun canı yanıyorsa sizin kirli planlarınız ile çizdiğiniz coğrafyanızda tarih boyunca Osmanlı'nın hakimiyetindeki kadim millete saygınız yoksa bizde sizin egemenliğinizi tanımıyoruz. Tasması üst akıla bağlı Pyd'si Ypg'si Deaşı kimi bilmem daha ne zerzevatı varsa hepinize meydan okuyoruz hani diyoruz ya bir gece ansızın gelebiliriz diye işte geldik haydi piyonlar gitsin bakalım o zaman 

Orta doğuda yaratılan bir proje olan Deaş hiç bir kimsenin ufacık bir tepkisi olmadan o coğrafyada kafasına göre her yeri zapt etti. Bu örgüt Musul'da tek bir mermi bile atmadan elini kolunu sallayarak nasıl oralara kadar ilerledi nerede idi o Irak ordusu yoksa başkasının mı ordusu diyelim 
Egemenlik ihlalinden bahsedenlere tekrar geri dönelim siz unutmuşsunuz o toprakların ilk sahiplerini siz unutmuşsunuz Yavuz'u ,Mercidabıkı, siz unutmuşsunuz Türkü ve ordusunu Cerablus size ders olsun Zerzevatlar grubu, (Pyd,Ypg,Deaş) zalim rejimin mensupları,Pensilvanya'nın hainleri tekrar şu sözlerimize şahit olsun ne diyor Reisi Cumhur'umuz "Başaramayacaksınız, ülkemizi bölemeyeceksiniz" 
Evet bu son çırpınışlarınız son oyunlarınız asırlar yıl önce nal seslerimizi duyduğunuzda kıyamet koptu derdiniz şimdide aynı nesil aynı kan aynı soy aynı inançla üzerinize geliyoruz bundan kaçışınız yok son sözümüz size şu olsun Tanrı Tektir Ordu'su TÜRKTÜR 


5 Ağustos 2016 Cuma

EĞİTİM İLE SİNENLER EĞİTİM İLE SİLİNİRLER

Terörizmin bir düşünceyi bir sistemi zorla ve şiddete dayalı olarak ortaya koyduğu ve bu düşünce ve sistemin gerçekleşmesi için herşeyi mübah gören bir anlayışa sahip olduğu söylenir. Her ne kadar bu kavramın literatüründe ki yeri bu olsada aslında işin özü çok farklıdır. Terör yüzyıllardır küresel dünyanın ve ülkemizin çözmeye çalıştığı bir çok çalışmanın yapılmasına rağmen hiç bir zaman kesin bir çözümün sağlanmadığı acı bir gerçekliktir. 
Ülkemiz terör ile yaklaşık 40 yıldır mücadele etmekte bu mücadele sürecinde ise binlerce masum insanımız maalesef hayatını kaybetmektedir. Bununla birlikte toplum içerisinde sosyolojik,psikolojik anlamda ciddi problemler ortaya çıkmaktadır. Yaşanan bunca acı dolu hadise  hem şimdiki nesli hemde gelecek nesli olumsuz etkilemektedir.  

Ülkemizde 40 yıldır varlığını bildiğimiz PKK terör örgütü ve onun alt dallarının (Pyd,Ypg vb) temel amaçları yukarıda tanımını yaptığımız terörizm kavramından çok uzaktır çünkü bu örgütler kendilerini besleyenlerin kirli menfaatlerini yerine getirmeyi amaçlayan birer aracı topluluklardan başka hiçbir şey değildirler kendilerine empoze edilen ideolojilerin ve kavramlarla beyni yıkanmış bireylerden oluşmuşlardır. Bu örgütler birer kukladır ve kuklayı oynatan eller dış mihraklı karanlık ellerdir. Bu kukla oynatıcıların gerçek amaçları Türkiye topraklarındaki tarihsel planlarını gerçekleştirmek, kirli planlarının önüne her zaman bir engel teşkil eden bu kutlu milleti alt üst edip dış işgale açık hale getirip bu toprakların tüm kaynaklarını ve zenginliklerini ele geçirmektir. 40 yıldır adını bildiğimiz bu örgüt binlerce can almıştır. Ama asıl tehlike en az PKK örgütü kadar tehlikeli Türkiye'de ki oluşumu en az PKK kadar eski olan ve farklı bir strateji ile ülkemizin tüm kurumlarına adeta bir virüs gibi bulaşan ve yaptıkları her faaliyeti ve kirli planları bu ülkenin insanlarının dini inançları ile gölgeleyen bir örgüt kendini son yıllarda artık iyice deşifre etti. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak tanımlanan ve terör örgütü listemizin en başında yer alan bu yapılanma 17-25 Aralık sivil darbe girişimi sonrasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin de içine sızarak haince bir davranış sergileyerek hem milli iradeyi yok saymış hemde bu milletin silahlarını tekrar bu millete doğrultarak 15 Temmuz'da alçakça bir askeri darbe girişiminde bulunmuştur. 

Terörü etkileyen ve hatta onu besleyen bir çok faktör mevcuttur. Sosyal,siyasi,ekonomik,kültürel,çevresel,ırki,mezhepsel vb bir çok faktörü sayabilir ve bu faktörlerin sayısını daha da arttırabiliriz lakin öyle bir faktör vardır ki bu faktörün yoksunluğu terörü beslediği gibi varlığıda tüm bu terör örgütlerinin sonunu getirebilmektedir bahsettiğimiz faktör hiç şüphesiz eğitim faktörüdür. Ülkemizde ki terör sorununun yıllarca eğitim seviyesinin düşük olduğu bölgelerde yaygınlık göstermesi tesadüfi değildir. Tüm terör örgütleri için gerekli olan iki ana unsur vardır bunlardan biri bireysel katılım diğeri ise finansman kaynağıdır bu ikisinin yokluğu terör örgütlerinin yapılanmasını ve yayılmasını engeller bireysel katılım terör örgütlerinin kendilerine sempatizan bulmasıdır çünkü kendilerine katılacak her birey bu örgütler için hem bir militan hemde çoğunluk ve kalabalık olmak demektir. Çünkü her bir örgüt illa terör örgütü olmak zorunda değil en basit bir dernek,vakıf gibi topluluklar bile kendi sayılarını arttırmayı isterler terör örgütleri ise kendilerine katılım sağlamak için sorgulamayan,düşünmeyen bilgi seviyesi ve eğitim düzeyi düşük insanları hedef seçer ve onları kendilerine bağlamaya çalışırlar birde bu insanlara yoksulluk edebiyatı yaptıkları zaman bu kişileri istedikleri her alanda kullanabilirler özellikle ülkemizin başına yıllarca bela olan PKK terör örgütü bu stratejiyi bireyler üzerinde çok kullanmıştır. Eğitimsizlik sorunu çözüldüğü zaman bu örgütlere katılım ciddi anlamda azalacaktır çünkü bu örgütler hakkında bilgi seviyesi yüksek olan ve gerçek amaçlarından haberdar olan kişiler bu örgütlere katılım sağlamayacaklardır. Terör örgütleride bireysel katılımdan mahrum bırakılacaktır. Eğitim faktörünün bu kadar önemli olduğunu anlayıp eğitim anlayışını kendi çıkarları doğrultusunda kullanan ve eğitim kurumlarından Türkiye Cumhuriyetinin yargısal,yürütme,yasama,askeri,bürokratik,özel kesim ve kamu kesimlerine 30 yıl boyunca adeta bir virüs gibi yerleşen ve tüm sistemi ele geçirmeyi amaçlayan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) eğitim alanını adeta kendi çıkarları için kullanmış kurmuş olduğu özel okul,dershane,üniversite,yurt ve eğitim derneklerinde adeta kendine mutlak bağlı ve her istenileni yerine getirmeye hazır fedailer yetiştirmiştir. Dershanelerin kapatılması ile başlayan süreçte bu örgütün mensuplarının ne kadar rahatsız olduğu aşikardır. Eğitim kurumlarından sağlanan kazançlar ise bu örgütün en önemli finansman kaynağını oluşturmuştur. Yeni yetişecek olan nesli daha ilkokul aşamasında örgüte ait kolejlerle ve sözde eğitim ve çocuk evleri vasıtasıyla kendine bağlayan FETÖ daha sonra da bu çocukların peşini bırakmamaktadır.  Üniversite çağına gelen çocuklarımızı kendine ait üniversitelerde ve yurtlarda muhafaza eden örgüt bu çocuklara küçük yaşlardan beri yansıttığı fikir ve ideolojileri bu dönemlerde de empoze etmekte ve artık kendisine mutlak itaat edecek bireyler yetiştirmektedir. FETÖ örgütü kendi fikir ve ideolojileri ile yetiştirdiği kişileri çeşitli hileli ve illegal yollarla  Devletin tüm alanlarına yerleştirmiş ve istediği her alanı kendi çıkarları doğrultusunda kullanmıştır. Devletin en stratejik noktası olan TSK ya bile bu yollarla sızan örgüt demokrasi ve milli iradeyi ortadan kaldırmak için darbe girişiminde bulunacak kadar alçaklaşmıştır. 

Terör örgütlerine karşı yapılması gereken en güçlü önlem en güçlü faktör olan eğitim sisteminin bu örgütlere karşı yeniden yapılandırılması ile gerçekleşecektir. Öncelikle bireylerin eğitim seviyesi yükseltilmeli bilgili ve farkındalık sahibi gençler yetiştirilmelidir. İnanç eğitimi ciddi anlamda kusursuz olarak verilmelidir şahısları yücelten değil öncelikle Yüce Yaradanı tek ve daim olduğuna dair temel eğitim verilmelidir çünkü bu milletin inancı aklından önce gelir hepimiz için aynı şey geçerlidir. FETÖ de bunu bildiği için yaptığı tüm planların önüne yüce dinimiz İslamı bir gölge olarak kullanmıştır. Son yaşanan olaylardan sonra FETÖ ye ait bir çok okul,üniversite,yurt,dershanenin kapatılması yerinde bir önlem olmuştur ama en kesin çözüm FETÖ ve benzeri gelmiş geçmiş tüm terör örgütlerinin amaçlarının,bağlantılarının,uzantılarının,bu ülkeye verdikleri tüm zararlarını anlatmak babında ders müfredatlarına özel bir ders yada mevcut derslerin içerisine kapsamlı bir ünite şeklinde koyularak yeni yetişen nesillere bu örgütlerle ilgili bilgi verilebilir ve eğitim ile sinenler eğitim ile silinebilirler