24 Temmuz 2016 Pazar

HER KUTLU DOĞUM SANCILI OLUR

Bir Demokrasi Sınaması 
Bir Milletin İmtihanı Kalleşce bir girişim haince bir saldırı ama Zafer'lerle dolu bir Demokrasi Bayram'ı 

Evet bu saydıklarımızı 15 Temmuzda an ve an yaşadık gördük şahit  olduk bütün bir ülke olarak çok büyük bir viraj atlattık hemde öyle bir viraj ki bu milleti hiç bir ayrım yapmadan biz birlikte Türkiyeyiz diye adeta titretip kendine getiren bir dönüm noktası idi bu darbe girişimi

 15 Temmuz gecesinde planlanan ve devreye sokulan bir çok sivil,asker ve polis kardeşlerimizin hayatına mal olan devlet büyüklerimize saldırıların olduğu ve milletin tapusunda olan silahların tekrar millete alçakta doğrultulduğu ama yine milli iradenin milletin bu sefer darbeci zihniyeti esas duruşa soktuğu bu günde Türkiye Cumhuriyetinin yıkılmayacağını ve bu kutlu milletin ilelebet hüküm süreceğini tekrar idrak etmiş olduk. 

Bu kirli oyunun planlayıcısı olan hiç şüphesiz her kuruma adeta bir virüs gibi sinen sosyal,siyasal,hukuksal,yargısal bir çok alana çöreklenmiş olan paralel çete onurlu Türk Silahlı Kuvvetlerinin de içine sızarak haince bir davranış sergileyerek hem milli iradeyi yok saymış hemde bu milletin silahlarını tekrar bu millete doğrultarak alçakça bir girişimde bulunmuştur. Ama Yüce Türk Milleti adeta bu vatan haini çeteye bir sille vurarak meydanlarda kükreyerek son kale son umut Türkiye'yi canla başla korumuştur. Hiç bir ayrım hiç bir siyasi ve ideolojik ayrımda bulunmadan Türkiye Cumhuriyetinin onurlu vatandaşları darbeye hayır demiştir. 

Siyasi alanda gerek iktidar ve muhalefet partileri bir araya gelerek adeta geçmişe bir sünger çekip biz hep beraber Türkiyeyiz demişlerdir. 
Sosyal anlamda ise bu darbe adeta kültürel zenginlikleri içerisinde bulunan ülkemizde yaşayan insanları Türk,Kürt,Laz,Çerkez demeden tek çatı altında tek bayrak altında toplamıştır. 

Türkiye Ekonomisi her ne kadar darbe girişimi sonrası piyasa ve finans göstergeleri bakımından ciddi anlamda sarsılma yaşasada Türkiye Ekonomisinin dümenini yürütenler TCMB ve Maliye Bakanlığı tarafından ani ve yerinde önlemler alınarak ciddi bir kayıba neden olunmamış ve piyasalar tekrar gündelik sürecine geri dönmüştür. 

Sonuç olarak ciddi bir sınavdan geçtik ve bu sınavı hep birlikte milletçe başarıyla sonuçlandırdık şimdi artık bu kirli kumpası kuranların hesap verme zamanı,şimdi  60 ve 80'li yıllarda darbelerle yıkılan hayatları sönen,can veren ve canı yanan insanların intikamını alacağı zamandır bu zaman ,bu kirli virüsün devletin her kurumundan temizleneceği sözde Kainat İmamlarının ve yandaşlarının hesap vereceği zamandır bu zaman Türkiye büyüyor ve inanın çok güzel aydınlık geleceklere Milleti ile birlikte yürüyor her kutlu doğum şüphesiz sancılı ve zor olacaktır. AMA YÜCE ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR


2 Temmuz 2016 Cumartesi

KAPİTALİST DÜZENİN ZİNCİRLERİ KIRILMALI İKTİSADIN TANIMI YENİDEN YAPILMALI

Üniversite yıllarımızda bize gösterilen ve öğretilen literatür bilgilerinden iktisat biliminin tanımı aynen şöyledir. Sınırsız insan ihtiyaçlarını sınırlı kaynaklarla sağlamak ve bireylerin tatmin düzeyini en üst seviyeye çıkarmaya yarayan yöntem ve bilim 
Kitaplarda geçen tanım aynen bu şekilde peki gerçekten insan ihtiyaçları sınırsız mı bu konunun tartışmaya açılması gerekiyor önümüze koyulan bu tanımı şahsi düşüncem olarak kabul etmiyorum çünkü bu tanım kapitalist sistemin bireyler üzerinde tüketim baskısı oluşturmak ve kişileri snop tüketim dediğimiz gösterişe yönelik lükse yönelik tüketim anlayışını bireylere empoze etmek ve kişileri gelirlerinden çok daha fazla harcamaya yönlendirip tüketici sınıfın cebindeki parayı almaktan başka hiç bir şey değildir. Kısaca tam bi kapitalizm oyunudur. 

Kapitalist sistem aslında küçük tanımlarla iktisat bilimini bile ele geçirmiştir. Yukarıda bahsedilen tanımda bu oyunun bir parçasıdır. Kapitalist sisteme baktığımızda her zaman üretici kesimin üzerinde yoğunlaştığını ,kar maksimizasyonunun üzerinde özellikle durulduğunu görürüz ki zaten bu sistemin ana amacı kardır. Bu sistem karı kutsallaştırdığı gibi ne gariptir ki tüketici sınıfın fayda amacından ve maksimizasyonundan zerre kadar bahsetmemiştir. İnsanların ihtiyaçları sınırsız değildir her bir bireyin elde etmiş olduğu bir gelir ve bu geliri ile elde edebileceği ve karşılamak zorunda kalabileceği ihtiyaçlar bellidir. Ama sistemde ihtiyaçlar sınırsızdır denilerek gelirinde üstünde bireylerin harcama yapması istenmiştir. Ve ciddi anlamda müthiş bir tüketim çılgınlığı ortaya çıkmıştır. 

Aslında iktisatın içinde barındırdığı kavramlarda birbirleri içerisinde zıtlığa düşmüştür. Homo economicus tanımı ile bize rasyonel  akılcı harcamalarda bulunan bir bireyi ve gelir düzeylerini en iyi şekilde kullanan bir kişiliği bize tanıtmışlardı. İşte bu kişiliğin tanımı ile sistemin size sunduğu sınırsız ihtiyacı olan insan kavramı nasıl kıyaslanabilir İktisatın tanımı şöyle olmalıydı.
"Belli bir gelir elde eden insanların bu gelirlerini en etkin bir şekilde kullandırmayı ve bireylerin tatmin düzeylerini en üst seviyeye çıkarmaya yarayan yöntem,araç ve bilimdir." 
Bu tanım doğrultusunda kişiler gelirlerini daha akıllıca ve ihtiyaçları doğrultusunda kullanmalı gelirin harcanmayan kısmını tasarruf etmeli daha sonra bu tasarruflar finans sisteminde kullanılarak yatırımlara dönüştürülerek ekonomik büyüme bu şekilde sağlanmalı idi kişilerin gelir seviyesi artarak kişiler elde etmek istedikleri ihtiyaçları zamanla karşılayabileceklerdi. 

Ve maalesef dünyada insanlar kendi gelirlerinden çok daha fazla harcama yapmışlardır gelirleri yetmeyince borçlanmışlar ve işin daha da ilginç yanı borç aldıkları yerlerde kapitalist düzenin bayrağının sallandığı yerler olmuştur. Sistem yüzünden borçlandırılan bireyler borçlu toplumları borçlu toplumlar ise borçlu devletleri ortaya çıkarmıştır.  Bir çok devlet bu şekilde borçlandırılmış IMF'nin kurbanı olmuş enerji kaynakları sömürülmüş ,ülkenin yer altı ve yerüstü kaynakları adeta ele geçirilmiş ve hatta ve hatta kapitalistler, başka ülkeler içerinde askeri üst kurmuş o ülkenin tüm askeri,siyasi ve ekonomik yaşantısına müdahalede bulunmuşlardır. 

Kısaca anlatmak istediğim şudur Kapitalist düzenin zincirleri kırılmalı ve İktisat biliminin tanımı yeniden yapılmalıdır. 

Özlü Söz: 21.Yüzyılda köleliğin tanımı Borçlanmaktır 
(SULTAN II.ABDÜLHAMİD HAN)