21 Ocak 2016 Perşembe

OCAK AYININ EKONOMİK ANALİZİ VE TÜRKİYE'NİN YENİ YILDA ALMASI GEREK TEDBİRLER

Yeni yılın ilk ayını yavaş yavaş geride bırakırken ekonominin gidişatı ve konjektürel dalgalanma son sürat devam ediyor özellikle 2015'in aralık ayından bu yana yaşanan gelişmeler 2016 yılının çok hareketli geçeceğinin de sinyallerini veriyordu. 
Ocak ayının sonlarına doğru gelirken yeni yıla başlamadan ABD Merkez Bankası FED faiz oranlarını aralık ayında 0.25 puan arttırarak bir çok ekonomistin merakla beklediği hamleyi yapmıştı FED'in yapmış olduğu bu faiz oranlarında ki artış uzun zamandır beklendiği için bir çok ülke bu hamlenin önlemini önceden almaya başlamıştı ve özellikle ülkemizde ve bir çok gelişmekte olan ülkede bu  faiz arttırımından ciddi manada etkilenmedi. TCMB da en son yapmış olduğu PPK toplantısında faiz oranlarını sabit tutmayı yeğledi. 
İleriki zamanlarda Amerika Merkez Bankası FED'in enflasyon hedeflerini gerçekleştirdiği takdirde ileriki aylarda yapacağı FED toplantılarında faiz oranlarını 0,50-0,75 baz puanı aralığında arttırması muhtemel gözüküyor böyle bir durumda önümüzde ki 4-5 aylık süreçte azalan oranlarda döviz kurlarında yükselmelerin meydana gelebileceğini söyleyebilirim. 

ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞ

Geçtiğimiz aylarda sık sık gündemde duyduğumuz konulardan birisi Asgari Ücret tartışmaları idi. Hatta bu konu o kadar çok hararetli bir hale geldiki bir çok siyasi partinin seçimlerde beyannamelerinin baş tacı oldu
 Ocak 2016 dan itibaren asgari ücret 1300 TL olarak belirlendi. Asgari ücretin artması ile birlikte hem tartışmalar tekrar alevlenirken hemde piyasaların,sektörlerin,ekonominin reel yönünün ,üretim ve tüketim yönününde nabzı hızla artmaya başladı. 
Asgari ücretteki bu artışın ekonomi üzerinde birden çok senaryosu bulunmakta çok yönlü düşündüğümüzde bu hamlenin pozitif ve negatif yönleri gözümüze çarpmakta pozitif yönüne değindiğimizde ülkemizde açlık sınırının 1400 TL'ye ulaştığını dikkate alırsak bu ücret artışının kısmende olsa olumlu bir hamle olduğunu söylemek mümkün bununla birlikte kişilerin gelir seviyesinde meydana gelen artışın talebi canlandırması ile arzı etkilemesi mümkün ama tabiki işin negatif yönüne baktığımızda ise maliyetleri artan işveren sınıfının işci çıkarımında bulunup işsizlik oranında da bir artışın gerçekleşmesi muhtemel,hükümet tarafından yapılan bu hamlenin sonuçlarına yönelik yorumların erken olduğunu ileriki zamanlarda karşımıza çıkacak göstergelerin bize yol gösterici olacağından yanayım

PETROL FİYATLARI

Petrol fiyatları son zamanların en düşük seviyesinde seyrediyor Brent petrolün varil fiyatı, İran'a yönelik ekonomik ve finansal yaptırımların kaldırılmasının ardından 28 doların altına gerileyerek 2003 yılından bu yana en düşük seviyesini gördü.

İran'a yönelik yaptırımların kaldırılması, Çin'e yönelik tedirginlikler ve güçlü dolar gibi gelişmelerle yön bulan petrol piyasasında, yıl başından bu yana gözlenen düşüş trendi devam ediyor petroldaki bu düşüş trendi ile birlikte özellikle petrol ihraç eden ülkeler ciddi anlamda eğer petrole olan bağımlılıklarını azaltmayıp ihracatlarını farklı alanlarda geliştirmezlerse çok büyük sıkıntılar yaşamaları an meselesi gibi gözüküyor ve bu alanda şuan önemli çalışmalar yapan ülkenin Suudi Arabistan olduğunu görüyoruz Suudi Arabistan özellikle yaklaşık %80 civarlarında olan petrol bağımlılığını %70 civarlarına çektiğini görmekteyiz Rusya ise eğer hem diplomatik hemde ekonomik önlemler almaz ise ileriki aylarda ciddi problemler yaşayacak gibi gözüküyor. 

ÇİNDEKİ DURGUNLUK

Asya'nın en büyük kaplanı Çin'e baktığımızda %6.9 luk bir büyüme oranı ile son 25 yılın en düşük büyüme rakamları ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz her ne kadar Çin geçen yıl ciddi ekonomik hamleler yapıp Asya ve Avrupa piyasalarını korkutsada kötü kokular yaydığı söylensede Çin'in bir politika değişim aşamasında olduğunu ve bu değişim sürecinden sonra eski büyüme trendine devam edebileceği yorumunu yapabilirim 

IMF HEYETİ GELİYOR

Hazine Müsteşarlığından yapılan açıklamaya göre, Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) bir heyet, "madde 4" olağan görüşmeleri kapsamında Türkiye'ye gelecek. 

Heyet, 22 Ocak'a kadar İstanbul'da özel sektör ve mesleki kuruluş temsilcileri ile görüşmeler yaptıktan sonra, 25 Ocak-1 Şubat tarihlerinde Ankara'da resmi temaslarda bulunacak. 

TÜRKİYE BU YIL HANGİ HAMLELERİ YAPABİLİR

Türkiye her ne kadar riskli,karışık ve ateş çemberi bir coğrafyada olsada bu yıl etrafında ki bir çok ülkenin hamlelerinden akıllıca yararlanabilir örneğin cari açığın kronik hastalık haline geldiği ülkemizde brent petrol fiyatları bu derece düşükken bu ihtiyacını ucuza temin edip sanayi sektörünü geliştirip burdan elde ettiği kazancını geri dönüşüm niteliğinde olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirebilir. Ar-ge payını arttırarak teknolojik ilerlemeye katkı sağlayabilir. 

FED'in kararları doğrultusunda faiz oranlarını arttırabilir ve kendisinden çıkma riski olacak  sıcak parayı cebinde tutabilir. 

Son gelişmelerle birlikte hem ekonomik anlamda hemde siyasi anlamda taşların yeniden dizildiğini kartların yeniden karıldığını görüyoruz tüm dünya devleri hamle üzerine hamle yapıyorlar Batı'nın kapitalist devi ABD tarih boyunca doğunun en geniş topraklarına kurulan Rusya ile mücadelesi durmaksızın devam ediyor AB ülkeleri kendi aralarında ciddi anlamda problemler yaşıyorlar Rusya-Ukranya krizi,Orta Doğu ateş çemberi ve Avrupa'nın hamleleri tüm bu yaşananlar bize gösteriyor ki 2016 yılı çok hareketli geçecek ve belki de yepyeni teoriler bu dönemde gerçekleşecek