ULUSLARARASI
KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI
HAZIRLAYAN:
GÜRKAN DANIK
KREDİ DERECELENDİRME
TANIMI:
Kredi derecelendirme kavramı açılacak kredilerin zamanında ve tam olarak
geri ödenmesi ihtimali hususunda uluslararası sermaye piyasalarındaki
kriterlere uygun ve objektif bir ölçü sağlamak amacıyla borçlunun ihraç ettiği
menkul kıymetlere yatırım yapılması halinde yatırımcının bundan dolayı
yükleneceği risklerin belirlenmesidir.
En basit tanımıyla derecelendirme borçlunun anapara ve faiz
yükümlülüklerini ödeme isteği ve kabiliyetinin zamanında ve tam olarak yerine
getirilip getirilmemesini ölçen bir araçtır. Derecelendirme tek bir işlem,
kuruluş veya ülke için yapılabilir.
Moody’s derecelendirmeyi “Menkul kıymet ihraç eden firmaların ihraç ettikleri
menkul kıymetlerin itfa süresince anapara ve faiz ödemelerini zamanında yerine
getirebilme kabiliyetleri hakkında verilen bir yargı olarak tanımlamaktadır.
Standart Poor’s ise derecelendirmeyi şu şekilde tanımlamaktadır “Derecelendirme borçlunun
belirli bir finansal yükümlülükte ya da finansal programdan kaynaklanan
kredibilitesine ilişkin fikirdir.
FitchRatings’in tanımına göre ise
derecelendirme “Derecelendirme en genel tanımı ile bir kuruluşun finansal
yükümlülüklerini zamanında yerine getirip getiremeyeceği hakkında verilen
bağımsız bir görüştür Farklı tanımları olmasına rağmen derecelendirme konusunda
hem fikir oldukları bir husus vardır o da derecelendirme faaliyeti sonucunda
verilen notun bir görüş, düşünce veya ifade olduğudur
.
Moody’s:
“Dünyanın en eski
derecelendirme kuruluşu olarak Moody’s kredi notları, araştırmalar ve risk analizlerinin önde gelen
sağlayıcısıdır. Moody’s in taahütü ve uzmanlığı mali piyasaların şeffaf ve güvenilir çalışmasına katkıda
bulunmaktadır. Şirketin kredi notları ve analizleri 110 ülke 12.000 ihraçcı şirket 25.000 kamu
finansmanı ihraççısı ve 106.000 yapılandırılmış finansman tahvilinden fazlasını
kapsayan borçları izlemektedir. 18 ülkede ofisi bulunmaktadır ve dünya
genelinde 1.300 den fazla analisti, yaklaşık 2100 çalışanı ile 28 ülkede
varlığını sürdürmektedir.”
Standart& Poor’s
Standard&Poor’s ilk olarak 1860 yılında Henry Varnum Poor tarafından kurulmuştur. Poor ve oğlu Henry Wiliam Poor söz konusu şirketi
kurmuştur. Amerikan demiryollarıyla ilgili finansal analizler yapıp analizleri
kitap haline getirmişler ve tanesini 5$ dan 2500 adet satarak finansal bilgi
piyasasına giriş yapmışlardır. (Haspolat, 2015, s. 16)
“1906 yılına gelindiğinde ise Luther Lee Blake, Henry Varnum Poor gibi finansal
piyasalardaki bilgi eksikliğini gidermek amacıyla Standart Statistics bürosunu kurmuştur, 1914
yılında ise 70 çalışanı olan bir şirket haline gelmiş ve Standard Statistics İnc. İsmiyle faaliyetlerine
devam etmiştir. 1966 yılında ise Mc. Graw Hill Company bünyesine geçmiş
ve finansal bilgi faaliyetlerine bu çatı altında devam etmiştir. Sonraki
tarihlerde şirket birleşimi olmuştur ve son hali olan Standard&Poor’s şekline gelmiştir.
Günümüzde ise 23 ülkede 6000 çalışanıyla hizmet vermeye devam
etmektedir.” (Haspolat, 2015, s. 17)
Fitch Ratings:
Dünyanın üç büyük uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları arasında
yer almaktadır. Dünya çapında 50 ofisi kredi derecelendirme hizmeti
vermektedir. Analitik deneyim ve bilgi birikimiyle birlikte yatırımcılara
yol göstermektedir. 150 ülkede 5.000’ ne yakın bankaya, şirkete ve finans
kurumuna , 2.000 den fazla kurumsal şirkete 1.400 sigorta şirketine ve 100’den
fazla ülkeye kredi derecelendirme hizmeti vermektedir.
Kredi derecelendirme her ne kadar bir görüş niteliğinde olsa da verilen
notlar yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyebilmektedir aynı zamanda
yerli yatırımcıların iş yapması yurt dışından kredi almaları, tahvil alıp
satmaları ve yurt dışı finansman gerektiren büyük alt yapı projelerinin düşük
finansman gibi yatırıma dair finansal kaynakların hepsi bu kuruluşların
verdikleri notlardan etkilenmektedir.
Küreselleşmiş dünyada ülkeler ve şirketler fon ihtiyaçlarını her zaman
buldukları ülkede sağlayamamakta veya sağlasa da yüksek maliyette
sağlamaktadırlar. Bu nedenle ülke dışında fon bulabilmek için kredi notu önemli
bir şekilde devreye girmektedir çünkü kredi notundaki iniş ve yükselişler ülke
ve şirketlerin borçlanma maliyetine yansımaktadır. Kredi notu inişte olduğunda
maliyet artmakta aksine kredi notu yükselişte olduğunda maliyetler düşmektedir
.
DERECELENDİRME KURULUŞLARININ ÇALIŞMA PRENSİPLERİ
Derecelendirmede
belirli kategoriler kullanılmaktadır ve bu kategoriler harf, sayı yada bunların
karışımlarından oluşan sembollerle ifade edilmektedir. Genellikle üst dereceler
yatırım kategorileri olarak, daha riskli veya spekülatif özellikler ise risk kategorileri
olarak ayrıştırılmaktadır.
Kredi
derecelendirme kuruluşlarının kullandığı semboller üçe ayrılmaktadır. Bunlar
“yatırım derecesi” “spekülatif” ve “çöp yatırım yada default’dur”
Yatırım derecesi bandında olan bir puanlama,şirketin borç aracının veya
ülkenin kredi riskinin oldukça az, temerrüt ihtimalinin düşük ve büyük oranda
şüpheli ve hileli piyasa hareketlerinden etkilenmediğini göstermektedir.
Notun spekülatif aralığında olması yatırım ihtimalinin bulunduğunu ama
şirket veya ülkenin sağlam bir alt yapıya sahip olmaması nedeniyle
manipülasyona açık olduğunu vurgulamaktadır. Çöp seviyesi ise yatırım
yapılamayacak kadar riskli anlamına gelmektedir.
YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER:
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının sorgulanmaya
başlanmasında önemli bir etken 1990’lı yıllardan itibaren gelişmekte olan
ülkelerin sermaye piyasasına hızlı entegre olmasıdır. Kredi derecelendirme
kuruluşlarının o döneme kadar gelişmiş ülkeler için uyguladıkları
metodolojilerinin gelişmekte olan ülkelere uygun olmaması bu ülkelerin doğru
analiz edilememesine neden olmuştur. Bu da ülkeler için verilen notların
güvenilirliğini tartışmalı hale getirmiştir. Kredi derecelendirme kuruluşları
uzun yıllardır aynı metodolojiyi kullandıklarından dolayı değişen konjonktürel ortama uyum
sağlayamadığı konusunda eleştirilmektedir. Ayrıca, ülkelerin yapıları
birbirinden farklı olduğundan dolayı tüm ülkelere uygulanan tek bir metodoloji
finansal sisteme uyum sağlayamamıştır
.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, ülkelerin kredi notunu
değerlendirirken ülkesel farklılıklarını göz ardı ettikleri için ekonomik
şoklara karşı her birinin vereceği tepkileri kestirmede başarısız olmuşlardır.
Örneğin, Türkiye ekonomisinin yakın tarihine bakıldığında 1980 ihtilali, 1.Körfez krizi ve
sonrasında görülen ekonomik krizlerde yoğun mevduat kaçışı beklenmesine rağmen
bu yönde bir eğilim gerçekleşmemiştir. Ancak, Latin Amerika gibi ülkelerde ise
siyasi ve ekonomik krizler bankalardan mevduat kaçışına neden olmuştur. Uluslararası
kredi derecelendirme kuruluş- ları da ülkelerin bu farklı yapısını derecelendirme kriteri olarak kabul
etmemekte ve bu durum bankacılık sisteminin bir zafiyeti olarak görülürken,
Türkiye bankacılık sistemi için bir zafiyet doğurmamıştır.
Gündem: Moodys’in Not
İndirimi
(23.09.2016)
Uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s Türkiye’nin kredi notunu
23 Eylül 2016 tarihinde revize ederek Baa3 seviyesinden Ba1 seviyesine
indirerek yatırım yapılabilir seviyeden spekülatif seviyede indirdi. Moody's yetkilileri, geçen hafta
yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin şoklarını atlattığını ve
Türkiye ile ilgili değerlendirmenin ekim ayında yapılabileceğini söylemişti
.
Moody’s kararından önce yaşananlar:
Paranın ve politikanın patronları Henry Kissinger ve Rothschild ailesi üyesi James Rothschild, Birleşmiş Millet
Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ı ziyaret etti.
Dünyadaki kredi kuruluşlarının, istisnaların bir kenarda konulması
halinde, politik açıklamalar yaptığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çökmüş bitmiş ekonomileri yükseltirken öbür tarafta diri duran ,ayakta
duran, yatırımlarına devam eden bir ülkeyle ilgili bakıyorsunuz ya
donduruyor ya da şöyle kıl payı da olsa düşürme yoluna gidiyor. Bu saygın bir
duruş değil. Bir defa kredi derecelendirme kuruluşlarının kesinlikle siyasi
davranmaması lazım. Bu ekonomik etiğe de aykırıdır. Olması gereken neyse bunu
açıklamaları lazım.
Bunu açıklamıyorlar. Bu yanlış bir şey. Başbakanlık dönemimde de bunu çok açık
söyledim. Cumhurbaşkanlığı dönemimde de söylüyorum. 'Dürüst olun' diyorum,
onları dürüstlüğe davet ediyorum. Dürüst olsanız da olmasanız da Türkiye
ekonomisi zaten güçlü, dimdik ayakta ve ayakta durmaya devam
edecek."
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu düşürmesi
konusundaki soruya ise Erdoğan, "Hiç umursamıyorum, bazıları yanlış
yapıyor. Bunu kasıtlı yapıyorlar. Ekonomisi çökmüş bitmiş yerler bakıyorsunuz 4
barem birden yükselttiler, bunları hep yaşadık. Hangi ülkeler olduğunu
biliyorsunuz bunları söylememek gerek yok ama Türkiye hiç bir zaman bu tür
sıkıntıları yaşamadığı halde Türkiye ile ilgili bakıyorsunuz donduruyor.
Olmaz böyle bir şey. Bu dürüst bir şey değil" dedi.
MOODY’S’İN ORTAKLARI
ŞİRKET HİSSE ORANI %
Berkshire Hathaway Inc……….12.8
Capital World Investors……….12.6
ValueAct Capital…………………..7.5
Vanguard Group, Inc……………5
T. Rowe Price Associates ………5
AllianceBernstein…………………3.9
BlackRock Institutional………… .3.7
State Street Global ……………….3.2
Neuberger Berman………………2.7
Independent Franchise………. …2.5
INTECH Investment……………..1.9
BlackRock Financial……………… .1.6
Görüldüğü gibi Moodys şirketinin hissedarları dünyanın en zengin tanınan ailelerinden oluşuyor
özellikle Berkshire Hathaway Inc. patronu WARREN BUFFETT ve Neuberger Berman şirketinin sahiplerinden
ROTHSCHİLD AİLESİ bunun en güzel örnekleri. Bu şekilde sadece Moodys’in değil daha bir çok kredi
derecelendirme kuruluşunun hisse sahiplerinin hristiyan ve yahudi sınıfına dahil olan
sermaye sahiplerinin elinde olduğunu görüyoruz tabiki ülkelerle ilgili
ekonomik görünüm karaları alınırken de bu hisse sahiplerininde etkisi ne kadardır
tartışılır.
YAPILAN USULSÜZLÜKLER:
Alman Sigorta Şirketi
Hannover Re Örneği:
1998
yılının Mart ayında Moody’s
firması, dünyaca ünlü Alman Sigorta Şirketi Hannover Re’ye bir mektupla başvurarak şirketin mali
durumunu herhangi bir ücret talep etmeksizin incelemeye karar verdiğini bildirdi.
Ancak
Hannover, zaten diğer iki derecelendirme kuruluşu ile çalışmakta idi ve Moody’s in bu talebini reddetti.
Moody’s yine de firmayı incelemeye aldı ve diğer kuruluşların firmanın mali
yapısı ile ilgili olumlu değerlendirmeler yapmasına rağmen Moody’s’in değerlendirmeleri olumsuz oldu ve Moody’s bu
değerlendirmesini yayımladı.
Bu
durum firmanın hissedarlarını tedirgin etti ve 2003 yılının
Mart
ayında Moody’s’in son
not indiriminin ardından hisselerin piyasa fiyatı birkaç saat içinde yüz milyonlarca dolar değer kaybetti.
Amerikan Yazılım Şirketi Compuware Örneği:
Kredi derecelendirme kuruluşları, kendi
kurallarını koymakta ve uygulamaktadırlar. Bu da kimi zaman güçlerini kötüye
kullanmalarına yol açabilmektedir. Derecelendirme kuruluşları, müşterilerinin
bilgisi ve onayı dışında ücretlerini yükseltebilmektedirler. 1999 yılında
Amerikan yazılım şirketi Compuware Corp. 500 milyon dolar borçlanmayı planladı hem Standart&Poor’s ile hem de Moody’s ile
belli bir ücret karşılığında
anlaştı ancak bir yıl olmadan Moody’s, şirketten yıllık 5 bin
dolar ekstra ücret talep etti ve şirket bu meblağı ödemek durumunda kaldı.
•Çözüm Önerileri:
Kredi derecelendirme kuruluşlarının vermiş olduğu tüm kararlar ülkelerin
yatırım seviyesini ve ekonomik göstergelerini önemli ölçüde etkilemektedir. Ama
zamanla yaşanan usulsüzlük iddiaları,ciddi suçlamalar, derecelendirme ve
metodolojide kalite eksikliği bu kuruluşların güvenirliğini azaltmıştır.
•Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşlarına yöneltilen eleştirilen
temelinde şu ilkeler yatmaktadır.
•1) Şeffaflık
•2) Objektiflik İlkesinden Uzaklaşma (Elde edilen gelirlerin daha fazla
öne çıkması)
•3) Siyasi ve Politik Söylemler
•4) Analistlerin kalitesizliği
•5) Tarafgil ve Tutarsız Söylemler
Derecelendirme
kuruluşlarının küresel piyasalara ciddi anlamda etki edebilmesinden dolayı bu
kuruluşların ani,değişken ve çelişkili söylemleri doğrultusunda yatırımcıların
ve ülkelerin zarara uğramamaları için derecelendirme anlayışına yeni bir revize
gerekmektedir. Uluslararası Kredi Derecelendirme anlayışı sadece tek bir ülkenin
patronluğunda belirli kuruluşlar aracılığı ile değil Küresel ekonomiye katkı
sağlayan en büyük 20 ülkenin katkıları ile her bir ülkenin bu konuda
yetiştirdiği analistleri doğrultusunda ortak bir ulus üstü kurul kurulup karar
verilmelidir. Ve bu kararlar verilirken
Şeffaflık ilkesinden taviz verilmemeli siyasi ve politik söylemlerden uzak
durulmalıdır. Yine aynı şekilde oluşturulacak bu kurumun denetimi de söz konusu
ülkelerin katılımı ile oluşturulacak bir komisyon tarafından denetlenmelidir.
Gürkan
DANIK