27 Mayıs 2018 Pazar

DÖVİZ KURLARININ SEYRİ VE DOLARIN SON DURUMU



Türkiye'nin son bir haftada şüphesiz en güncel konusu döviz kurlarındaki artış, daha doğrusu kurlar içerisinde dolar kurunda meydana gelen artışlar, gencinden yaşlısına hatta daha önce eline dolar bile almamış olan bir çocuğun bahsettiği ağzından düşürmediği bir konu ve akıllarda yer edinen bir soru "Ne olacak bu doların hali ?"

Bu soruya kendimce cevap vermeden önce küçük bir sitem ile başlayayım cümlelerime bir hafta boyunca herkesin adeta bir ekonomist (!) olduğu bir ortamda çok güzel bir gözlem yapma fırsatı buldum ve tekrar kendi kendime şu sözleri söyledim bu ülkenin gelecek nesilleri için erken yaşta eğitim müfredatına finans eğitimi koymak şarttır. Biz iktisadi bilgileri sadece üniversite çağında bireylere verince bu bilgi bazı beyinlere çok ağır geliyor ve aynı bu haftada olduğu gibi boş boş yorumlar, gerçeklik ile alakası olmayan teoriler ve onca şehir efsanesi etrafta kol geziyor.

Şimdi ekonomi ilmine 6 yılını vermiş bu işin üniversitesini okumuş ve yüksek lisansını yapmış ve ekonomi alanında ulusal ve uluslararası anlamda çalışmalar sunmuş bir birey olarak düşüncelerimi kaleme almaya başlıyorum.

Son aylarda her şeyin üst üste bindiği çok farklı bir dönem yaşıyoruz ekonomik konjonktürde meydana gelen değişimler ülkemizde tekrar bir seçim atmosferine girmesi ile ekonomik değişkenlerin dip ve zirve noktalarını belirleyen yeni dalgalanmalara neden oldu. Nitekim bu süreçte dolar kuru 4,90 seviyelerini görmüş Türkiye Cumhuriyet Merkez bankasının yapmış olduğu hamleler ile 4,65 seviyelerine geri dönmüştür. 

Döviz kurları ülkemizin ekonomik durumu için son derece önemli bir gösterge dış ticaretin seyrini, paranın değerini, fiyat istikrarını ve makro ekonomik göstergelerin seyrini çok kolay etkileyen bir faktör dür. Dolar kurunu son bir haftada etkileyen ana faktörler yurtiçi ve yurtdışında meydana gelen ani ve keskin değişimlerdir. Kurlarda meydana gelen bu değişim TL'nin değeri üzerindeki etkisi de büyük olmaktadır. 

YURTİÇİ NEDENLER

Doların yükselmesine etki eden yurtiçi nedenleri şöyle sıralayabiliriz. Birinci etken Türkiye'nin 2018 yılında Şubat ayından Aralık ayı dönemine kadar yapması gereken dış borç geri ödeme tutarının 93,5 milyar doları bulması bu dış borç ödeme işlemlerinin Nisan ve Mayıs aylarında toplanması ile döviz talebinin yükselmesi kurları yükseltmektedir. (İlgili tabloyu Hazine Müsteşarlığı kaynaklarından veriyorum Tablo 1)



Tablo.1

2018 ( Şubat-Aralık)
GENEL TOPLAM
93.501
KAMU SEKTÖRÜ
19.804
ANAPARA
15.181
FAİZ
4.623
ÖZEL SEKTÖR
73.697
ANAPARA
68.759
FAİZ
4.939
KAYNAK: Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Dış Borç Ödeme Projeksiyonları



Bununla birlikte çok değerli Mahfi Eğilmez Hocamızın da dediği gibi Şubat ayı itibariyle reel kesimin (finans kuruluşları dışında kalan özel kesim kuruluşlarının) döviz açık pozisyonlarının toplamının 222,7 milyar dolar olması ile birlikte kurların yükseldiğini gören reel kesim kuruluşlarının kurların daha fazla yükselmeden döviz açığı pozisyonlarını kapatma istekleridir. Bu doğrultuda ek döviz talepleri kurları daha da yükseltmektedir.
İkinci etken ise ülkemizin içerisinde bulunan seçim atmosferidir. Siyasi anlamda seçimlere kadar olan karışık ortamın dövizlerin üzerinde etki oluşturmasıdır. Seçimlere kadar bu atmosfer devam edecektir. 

Bir başka etken ise tüm bu kur yükselişleri gerçekleşirken hane halkının da psikolojik beklentileri doğrultusunda kurlardaki yükselişi görerek döviz talep etmeleri kurları daha da yükseltmektedirler. 

YURTDIŞI NEDENLER

Dolar hemen hemen tüm dünyanın kullandığı ve kabul ettiği bir konvertibilite paradır. Bu özelliğinden dolayı bizim dışımızda meydana gelen olaylar bu paranın seyrini de değiştirebilmektedir. Son günlerde endeks değerlerine baktığımız zaman Dolar endeksinde tüm dünyada meydana gelen bir yükseliş görüyoruz özellikle Euro/Dolar paritesi doların lehine gerçekleşmektedir. Dolar bu gelişimler doğrultusunda diğer para birimlerine göre değer kazanmakta TL ise diğer para birimlerinde olduğu gibi bu zaman sürecinde de değer kaybetmektedir. 

En önemli yurtdışı etkenlerden biri ise finansal sisteme ve yatırımlara büyük etkisi olan kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye yönelik vermiş oldukları kararlardır. S&P, Moodys ve diğer derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ekonomisine yönelik düşük puanları yabancı yatırımcıları ve bu doğrultuda da döviz kurlarını da etkilemektedir. Bu kuruluşların hep bir ağızdan söylediği ortak söylem Türkiye bankacılık sisteminin ve finansal derinliğin tam olarak sağlanamadığı ve bu doğrultuda meydana gelen güven eksikliğine dayanarak puan düşüşüne karar vermeleridir. 

Kredi derecelendirme kuruluşlarının daha önceki yanlı söylemleri ve derecelendirme yaparken tutarsız kararları ve usulsüzlük söylentileri ile geçmişi olan bu kuruluşların seçim atmosferi içerisinde olan Türkiye'ye yönelik vermiş oldukları ani karar da çok tartışılır boyutta...(!)

Ekonomi disiplini iki yönlüdür bunlardan birisi matematikseldir diğer yönü ise psikolojiktir. Birçok ekonomik değişkeni biz bu iki yönü kullanarak açıklarız. Kısacası tüm bu yönleri görmek ve açıklamak bir eğitim işidir. Başta yapmış olduğum sitem ekonomiden zerre kadar anlamayan kişilerin bu konu ile ilgili olarak boş yorum yapmalarıdır. 

Şimdi anlayabilecek kişilere yönelik olarak işin matematiksel boyutu ve psikolojik boyutundan da bahsediyorum aşağıda vermiş olduğum grafiklerde belli günlerde dip ve zirve yapan noktaları açıkça görmek mümkündür. (GRAFİK 1-2)  Mayıs ayının 22. Gününde başlayan yükseliş trendi 23 ve 24. günde devam etmiş ve az önce yukarıda bahsetmiş olduğumuz yurtiçi ve yurtdışı nedenlerinin etkisi ile de 4.90 seviyesi geçerek tepe direnç noktalarını kırarak yeni rekoruna imza atmıştır. TCMB'nin faizler üzerinde yapmış olduğu hamlelerle de tekrar kısa bir düşüş trendine geçerek 4.60-65 aralığında kur dalgalanmaktadır. Günlük ve aylık düzenlenen grafiklerde bu sürecin siyasi atmosferde inişli çıkışlı olabileceğini ve belki de 5 ve üstü seviyelerini görebilmemiz bu ortamda mümkündür. Düşüş eğilimi bekleyen yatırımcıların uzun vadeli olarak yatırım kararlarını seçim sonrasına ve gerçekleşecek sonuçlara göre alması mantıklı bir hamle olacaktır. (GRAFİK 2)

GRAFİK 1.



GRAFİK.2



Kur yükselişlerinin psikolojik etkisi ve aynı psikolojik beklentilerin kuru yükseltmesi de mümkündür. Ekonominin en kritik noktası beklentileri yönetebilmek ve buna göre hamle yapabilmektir. İktisat dünyasında son yıllarda popüler olan davranışsal iktisat, asimetrik bilgi, Akerlof teorisi, limon teorisi bu anlayışları yansıtmaktadır. 

En basit örneği Enflasyonun yükseleceğine dair beklenti içerisinde olan bireyler diyelim ki üretici sınıfı maliyetlerini karşılamak için ürünün fiyatına ekleme yapar ve fiyatların yükselişi enflasyonu doğurur yani enflasyon beklentileri enflasyonu ortaya çıkartır. Aynı şey döviz kurları içinde geçerlidir. Doların yükseleceği söylentisi yayıldığı zaman hane halkı daha da dolar talep edip kuru daha da yükseltir. 

Psikolojik olarak bireylerin bu noktada dikkatli olmaları gerekmektedir. Bireye düşen şehir efsanelerine inanmayıp, boş yorumlara kanmayıp ekonomik hamlelerini düşünerek, tartarak gerçekleştirmelidir. 

DIŞ MİHRAKLAR VAR MI?

Türkiye gibi gerek coğrafi gerek tarihi zenginliği ve jeopolitik riski yüksek ülkelerde ve ülkemize yıllarca göz dikmiş boynu tasmalı sahipleri haçlı kişileri göze aldığımızda dış mihrakın varlığı her zaman mevcuttur. 15 yıl boyunca ekonomik anlamda hızlı bir değişim ve gelişim gösteren ülkemizde bu tür oyunların görülmesi normaldir. Dış mihrakın gözünü korkutacak birçok faktör gerçekleşmiş ama hala eksik yönleri kalmıştır. Bunlardan biri "Cari Açık" sorunudur bu geniş makasın iki ucunu acil bir şekilde daraltmamız gerekmektedir. Ekonomik olarak bir diğer geliştirilmesi gereken ana unsurlar ise Eğitim, Finansal Derinlik, Hukuki Statüdür. Bu saydığımız süreçler 15 yıl içerisinde gelişim göstermiştir. Ama daha eksik olan ve yapılması gereken çok daha fazla reformsal hamlelere gerek vardır. 

NE YAPILMALI

1. Öncelikle ülkemizin içerisinde ki seçim atmosferini sağ salim atlatmalı siyasi istikrarın göstergesi pekişmelidir. 
2. Hane halkı ekonomik hamlelerini yaparken kesinlikle söylentilere değil bu işi iyi bilen finansçılardan görüş alarak hamlelerini yapmalıdır. 
3. TCMB hamlelerini biraz daha zamanında ve etkin bir şekilde gerçekleştirmelidir. 
4. Ekonomik söylemler güven verici etki oluşturur ve şeffaf söylemler gerçekleşirse beklentiler olumlu gerçekleşecektir. 
5. Uzun vadede bireylere kesinlikle finans eğitimi verilmelidir. 
6. Cari açık problemine neden olan faktörler (Enerji- Doğal Kaynak) belirlenip bu probleme yönelik olarak kesin çözümler üretilmelidir.

                                                                         GÜRKAN DANIK/ EKONOMİST