20 Mart 2016 Pazar

DÜNYA MERKEZ BANKALARI VE VARLIK DURUMLARI




Ülkelerin banknot ihracını, para politikalarının yürütülmesi ve finansal sistemin en önemli yapı taşı olan merkez bankaları bulundukları ülkelere göre farklı amaçlar barındırırlar örnek olarak Ülkemizde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının en temel amacı Fiyat İstikrarını sağlamaktadır. 

  Merkez bankaları her ne kadar para politikalarını,otoritesini ve para arzı görevlerini yürütsede aslında ülkelerin bir nevi ilk yardım ve önlem paketini oluşturur bu tanımı yapmaktaki amacımız ülkelerin merkez bankalarında kötü gün ve piyasa dalgalanmalarına ve ani zikzaklara karşı olarak tuttuğu rezerv miktarıdır. Ülkeler merkez bankalarında herhangibi bir kriz durumunda veya piyasaların ateşini alabilmek için bu rezerv miktarlarını kullanır bu rezervler altın ve dövizlerden oluşur örneğin bir ülkede döviz çıkışı gerçekleştiği zaman döviz kurlarında meydana gelen yükselişin olumsuz sonuçlarının önüne bir nebze geçebilmek ve piyasaları rahatlatmak için merkez bankası piyasaya rezervlerinden döviz salarak bu kur yükselmelerinin önüne geçebilir. 

 Dünyada ki merkez bankalarının rezervlerine baktığımızda son yıllarda Dünyanın en büyük 6 merkez bankasının varlıkları, son 10 yılda yüzde 239'luk artışla 4,9 trilyon dolardan 16,9 trilyon dolara çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı.  ABD Ulusal Enflasyon Birliği (NIA) verilerinden yaptığı derlemeye göre, ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB), Japonya Merkez Bankası, (BoJ), İsviçre Merkez Bankası (SNB), İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Çin Merkez Bankasının (PBoC) toplam varlıkları, geçen yılın mayıs ayında, 2006'daki aynı aya göre yüzde 239 artarak 4,9 trilyon dolardan 16,9 trilyon dolara çıktı.

Son zamanlarda büyüme oranları ile ilgili olarak küresel anlamda kaygılara neden olan Çin Merkez Bankası 5 trilyon 497 milyar dolar ile en fazla varlığa sahip. 
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin para politikalarını yöneten Fed’in toplam varlıkları 4 trilyon 495 milyar dolarla ülkenin GSYH’sinin yüzde 25,41’ine ulaşırken, bu oran 2006'da yüzde 6,17 seviyesinde bulunuyordu. 

Dünyada merkez bankası rezerv oranları artma gösterirkende farklı ülkelerde de çok farklı gelişmeler yaşanıyor özelikle son zamanlarda Bangladeş'te New York hesaplarında merkez bankasına ait 81 milyon doların siber ortamda çalınması Bangladeş Merkez Bankası Başkan'ı Atiur Rahman'ın istifa etmesine neden oldu bu durumun yaşanması finansal güvenlik konusunda da bazı soru işaretlerine neden oldu. 

 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında durum ise şuanki görünüm özellikle faiz oranlarında para politikası kurumu FED den gelen kararlar doğrultusunda ihtiyatlı olarak hareket etmekte 2006 yılından bu yana resmi olarak sürdürülen enflasyon hedefleme oranı olan %5 lik enflasyon ise TCMB'nin gündeminde ki tazeliğini korumaya devam ediyor. Rezerv oranlarında ise giriş ve çıkışlarda devam etmekte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, geçen hafta 2 milyar 718 milyon dolar artarak 114 milyar 793 milyon dolara yükseldi. Özellikle Türkiye'nin yaşadığı siyasi seçim ortamları ve küresel piyasalarda meydana gelen değişimler Çin'den yayılan ve tüm dünyayı endişeye atan büyüme rakamları ve ABD Merkez Bankası FED'in faiz oranları ile ilgili tavırları doların kurunda meydana gelen iniş ve çıkışlar döviz rezervlerinde de değişimlere neden oldu. 

Sonuç olarak dünya merkez bankalarının varlıklarının bu şekilde artış göstermesi ile birlikte küresel piyasalarda ileriki yıllarda farklı durumlar yaşanabileceğini ve her bir ülkenin kendini koruyabilmek ve olası kriz ve kur savaşlarına karşı hazırlıklı olmaya çalıştıklarını görüyoruz 




1 Mart 2016 Salı

RİSK YÖNETİMİ

 

Risk yönetimi konusu ekonomik sürecin en önemli olmazsa olmaz konularından bir tanesidir. Risk hayatımızın her alanında her zamanında karşılaşabileceğimiz bir kavramdır. Ekonomik düzende piyasaya tutunmak ve pazarlarını kaybetmek istemeyen firmalar yeri ve zamanı geldiğinde kendi karlarını maksimize edebilmek için bazı risklere girerler bu riskler artık günümüzde olağanüstü bir durum olmaktan çıkıp tamamen bir stratejik hamle ve birazda ekonomik konjonktürün cilvesi haline gelmiştir. Finansal düzende firmaların almış olduğu en basit risklerden birkaç tanesini örnek bir senaryo çerçevesinde sizlere sunacağım 

Örnek Senaryo 
Risk yönetimi çerçevesinde vereceğimiz örnekte bir X firmasını ele alacağız örneğimizin doğrultusunda bu firmanın kendini büyütme çalışmalarına girişeceğini düşünelim 
Bu firma kendisini büyütmek için iki yolu seçebilir birinci yol firmasını büyütmek için firma finansal kaynak için herhangibi bir bankaya giderek kredi çekebilir ve bu krediyi firmasını büyütmek için kullanabilir 
İkinci yol ise firmanın varlıklarını belirli lotlara bölerek borsaya girmesidir. Bu bahsettiğimiz iki yolda da firma finansal riskleri göze alarak girer birinci yolun riski firma kredi çekerse bu kredinin faiz maliyeti olacaktır. Eğer firma bu krediyi düzgün bir biçimde amacında kullanamazsa kendisi için bir faiz maliyeti olacak ve bu finansal bir riski temsil edecektir. 
İkinci yolda örnek verdiğimizde ise eğer firma değerlerini bölüp borsaya girdiğinde eğer hisseleri talep görmez ise hem kendisi firmasını büyütme konusunda kaynak elde edemeyecek hemde kar ve zararına ortak olacaklar içinde olumlu bir sonuç olmayacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta firmaların her zaman büyümek isteme psikolojisi içerisinde olmalarıdır bu psikolojik etkiyi yaşamamak firma ve şirket sahipleri için mümkün değildir. Çünkü rakipler gün geçtikçe daha da büyümekteler ve pazarı ele geçirmektedirler ve bunun içinde pazarı kaybetme kaygısı büyümek ihtiyacı doğrultusunda risk almanında yolunu açmaktadır. 

Sonuç olarak firma finansal hamlelerini yapmadan önce ciddi anlamda bir piyasa analizi yapması gerekmektedir. Ekonomik konjektürde bir çok alanda değişim olmaktadır gerek sosyal,ekonomik ve siyasal alanda meydana gelecek tüm değişimler firma sahipleri tarafından analiz edilip riskler en aza indirilmeye çalışılmalıdır. 

Gürkan DANIK