2 Ekim 2025 Perşembe

Gazze’nin Ablukası, Sumud’un Cesareti ve Gizliliğin Hikmeti

 


Dünyada taklit edilemeyecek tek şey vardır: cesaret. Bu cesareti gösterenler, Sumud filosuna katılan yürekli insanlar oldu. Başta Türkiye’den olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen aktivistler, mazlum Gazze halkının sofrasına bir parça ekmek, bir damla su koyabilmek için hayatlarını ortaya koydular. Onların cesaretine, onların fedakârlığına şükran borçluyuz. İsrail’in acımasız ablukası karşısında Gazze’nin ışığını söndürmeye çalışan zalimlere rağmen, o gemiler birer umut kandili gibi dalgaları yarıp ilerledi.

Ama hakikati söylemekten geri duramayız: Sumud’un başına gelen, daha önce nice yardım filosunun başına gelenin aynısıdır. Aynı zulüm, aynı kuşatma, aynı acımasız engelleme… Bu noktada bize düşen, sadece şükran sunmak değil, aynı zamanda aklımızı işletmektir. Çünkü merhameti olan kalpler kadar strateji bilen akıllar da bu mücadelede şarttır.

Tarih bize yol gösterir. Birinci Dünya Savaşı’nda ve Millî Mücadele yıllarında Anadolu’nun her karışında gizli yollar, görünmez kervanlar, sessiz kahramanlar vardı. Cephelere silah, cephaneye mermi, askere ekmek ulaştırmak, bugünün Gazze’sine yardım ulaştırmaktan daha kolay değildi. Ama Teşkilat-ı Mahsusa’nın sükûnetle, gizlilikle, sabırla yürüttüğü faaliyetler, cephelerdeki iman ateşini diri tuttu. Bir köyün ahırından bir cephane sandığı, bir kayığın altına gizlenmiş bir mermi kutusu, Anadolu’nun mukaddes varoluşunu besledi. O gün başarılmışsa, bugün de başarılabilir.

Bugün ise ne yazık ki medyanın göz önünde yaşanan bir gösterisine dönüştürülen yardım çabaları, çoğu zaman hedefini şaşırıyor. Filoların nereden, nasıl, ne zaman hareket edeceği, hangi limana varacağı adeta bir canlı yayınla ilan ediliyor. Bu, İsrail için altın tepside sunulmuş istihbarattan başka bir şey değildir. Maalesef bazen Kendi elimizle kendi yardım gemilerimizi kurban ediyoruz. Oysa Gazze’nin umuda ihtiyacı var,

Evet, dünyaya sesimizi duyurmak önemlidir. Lakin her faaliyetinde stratejik temele ihtiyacı vardır. Medya, Gazze’nin çığlığını dünyaya yaymalı; ama aynı medya, yardımın hangi saat, hangi liman, hangi rota ile yola çıkacağını ilan etmemelidir. Bu, bir yardım değil, bir ihbardır. Gerçek yardım, sessizce, gizlice, hedefine ulaşandır. Tıpkı gecenin karanlığında yol alan bir milis kafilesi gibi; tıpkı denizin dalgalarıyla sırdaş olmuş bir kayık gibi.

İsrail’in zulmünü kınamak boynumuzun borcudur. Gazze’nin çocuklarını açlığa, susuzluğa mahkûm eden, onları ölüme terk eden bu insanlık dışı abluka karşısında susmak, insan olmanın şerefine ihanettir. Lakin sadece kınamak değil, daha akıllı ve daha stratejik bir yol bulmak zorundayız. Sumud filosunun gösterdiği cesaret bize umut verdi, lakin bundan sonrası için o cesareti gizlilikle, stratejiyle birleştirmek şarttır.

Gazze’ye yardım etmek, bir basın toplantısı değil; bir iman mücadelesidir. Tarih bize öğretmiştir ki, zaferi sadece cesurlar değil, aynı zamanda akıllılar kazanır. Bugün bize düşen görev, Sumud’un cesaretini gizli, etkili ve stratejik teşkilatlanmalar ile buluşturmaktır. Çünkü Gazze, sadece yardım beklemiyor; aynı zamanda akıl, sabır ve strateji de bekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder